CHP Zonguldak Milletvekili Eylem Ertuğ Ertuğrul, “Yapay zekaya uyumlu, çağı yakalayan bir sanayi hamlesi yapmak zorundayız. Sanayi olmazsa biz büyüyemeyiz ve bu bütçenin de buna göre uygulanması gerekir.” dedi.
TBMM Genel Kurulunda, Ticaret Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının 2024 yılı bütçeleri üzerinde CHP milletvekilleri söz aldı.
CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, sanayinin, imalat sanayisinin ve yüksek teknolojili ürünlerin ihracattaki payının düştüğünü söyledi.
2023 Ocak-Ekim ihracat verilerine bakıldığında yüksek teknolojili ürünlerin ihracattaki oranının yüzde 3,7 olduğunu anımsatan Bakırlıoğlu, “2002 yılında bu oran yüzde 6,2’ymiş. 2002 yılından bu zamana kadar yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayi ihracatı içindeki payı yüzde 6,2’den 3,7’lere, 3,5’lere kadar düşmüş. 2002 yılında yüzde 6,2 olan oran 20 yıl içerisinde neden yüzde 17 olmadı?” diye sordu.
Yüksek teknoloji üretmek için tasarrufların etkin yatırımlara dönüştürülmesi gerektiğini savunan Bakırlıoğlu, “Nitelikli eğitim, nitelikli insan gücü istihdamı yani beşeri sermayemizin, altyapımızın doğru olması lazım, güçlü olması lazım. Doğrudan yabancı yatırım girişiyle de yüksek teknoloji üretilebilir ve ihraç edilebilir.” dedi.
CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, ihracat için yeni bir yol arayışına ihtiyaç olduğunu dile getirerek, ihracattaki ileri teknoloji ürünlerinin payının en az yüzde 20’lere çıkarılması gerektiğinin altını çizdi.
Dış ticarette bazı garip uygulamaların devam ettiğini öne süren Polat, “Kumaş ithalatımızın büyük birçoğu ihracatta kullanılmak üzere ithal edilir. Biz vergiden vergi alan bir ülkeyken bugün, verginin vergisinin vergisini alan bir ülke haline döndük. Çıkardığımız çok gizli genelgelerle maalesef Avrupa bölgesinden ithal ettiğimiz kumaşların vergilerini bir yıllık bir teminata bağlıyoruz. Avrupa artık bizden bıktı.” ifadelerini kullandı.
Polat, dış ticarette koruma önlemleri çerçevesinde gözetim uygulamasının da olduğunu ve bunun her ülkenin hakkı olduğunu belirterek, “Burada doğan KDV’leri indirger ya da iade ederiz. Bunu da ortadan kaldırarak yine verginin vergisinin vergisini almaya devam eden bir iktidar haline geldik.” dedi.
Gümrük çalışanlarının da sorunlarını dile getiren Polat, “Gümrüklü sahalarda sadece gümrük muhafaza memurlarının görev yapması gerekirken biz oraya Cumhurbaşkanlığı kararlarına aykırı olarak polisleri dahil ettik. Sayın Bakan, bunların itibar kayıplarının gereğini bir an evvel yerine getirmezseniz devletin dinamikleriyle oynamış olacaksınız, bu köklü kurumu da itibarsızlaştırmaya devam edeceksiniz. Gümrük memurlarının sorunları sadece bunlar değil, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na aykırı olarak çıkardığınız tayin yönetmelikleriyle bunların aile bütünlükleri hala tehdit altında.” değerlendirmelerinde bulundu.
Kürsüye ekmek ve limon ile çıktı
CHP Adana Milletvekili Orhan Sümer, kürsüye ekmek ve limon ile çıktı. Ticaret Bakanlığının geçen yıl bütçesinden 9 milyar 460 milyon lira harcama gerçekleştirdiğini belirten Sümer, harcama kalemleri kullanırken esnafın unutulduğunu savundu.
Sümer, Ticaret Bakanlığının girdi maliyetlerini düşürme, rekabetin sağlanması, ihracatın artırılması, üretimin desteklemesi, küçük esnafa kolaylık sunulması, KOBİ’leri korumak gibi görevlerinin olduğunu aktararak, Bakanlığın bunları görmezden gelerek ölü taklidi yaptığını söyledi.
Dükkan kirasını ödeyemediği, borç yükünden kurtulamadıkları için memleketin her ilinde onlarca esnafın hayatına son verdiğini ifade eden Sümer, “Ticaret Bakanlığı bu alanları da mı görmüyor? Ne yazık ki Bakanlık göz göre göre hata yapmaya da devam ediyor. Sayıştay 2015 yılından beri uyarıyor; 2021 bilançosunda 104 milyar liralık, 2022 bilançosunda ise 67 milyon liralık hataya yol açan bazı yanlışlıklar var, hala ısrar ediliyor.” diye konuştu.
Sümer, Adana’da 3 kilogram limon satan bir üreticinin 1 ekmek dahi alamayacağını öne sürerek, şöyle devam etti:
“Tam 13 kilo limon satacak, traktörüne 1 litre de mazot alamayacak. Adana’daki çiftçinin durumu. Bu çiftçimize ticareti anlatın veya önümüzdeki seneyle ilgili ekip biçmeyi sorun. Ticaret Bakanlığımız çiftçilerin de sorunlarını unutmuş, ne yazık ki görmezden geliyor. Rekabet Kurumu ise çiftçilerimizi, küçük esnafımızı, emeğinin gücü ve alın teriyle evine ekmek götürmeye çalışan vatandaşlarımızı korumuyor.”
CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan, dünyada gelişmiş ülkelerin ekonomik üstünlüklerini bilim ve teknolojinin ışığında doğru sanayileşmeyle sağladığını söyledi.
Gelişmişliğin ekonomik olarak büyümenin yanı sıra eğitim, sağlık, teknoloji, sosyal güvenlik, güvenli bir yaşam ve adalet kavramlarıyla birlikte değerlendirilmesi gerektiğini belirten Arslan, bu gelişmişliğe sahip olmak isteyen ülkelerin, demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve hesap verebilirlik gibi değerleri önemsemek zorunda olduğunu vurguladı.
İmalat sanayi üretiminde yüksek teknoloji sektörlerin toplam içindeki payının düzenli olarak azaldığını belirten Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İleri teknolojide neden bu kadar geride kaldık? Çünkü biz planlamayı ortadan kaldırdık; Devlet Planlama Teşkilatını kapattık, yerine Kalkınma Bakanlığını açtık, sonra onu da kapattık, teşvikleri doğru yerlere vermedik, doğru alanlara yönlendiremedik. AR-GE harcamalarımız ise Güney Kore’nin 4’te 1’i, OECD ülkelerinin maalesef yarısı kadar. Yapılması gereken planlamayı geri getirmek, AR-GE harcamalarına daha çok kaynak ayırmak, araştırma kurumları ve üniversitelerin üzerindeki siyasi baskıyı kaldırmaktan geçer.”
Arslan, KOBİ’lerin durumuna ilişkin de şunları paylaştı:
“Borçlu KOBİ sayısı 2006 yılında 1,8 milyon iken bugün 4,5 milyona çıkmıştır, borcu takibe düşen KOBİ sayısı 85 binden 300 bine yükselmiştir; KOBİ’lere yeterli desteği ve gereken önemi vermiyoruz. KOBİ’lerimize verilen banka kredileri, destek ve teşviklerin miktarları ve oranları artırılmalı, doğru firmalar ve sektörlere yönlendirilmelidir. Bütün bu yönleriyle 2024 Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bütçesi KOBİ’ler, istihdam, AR-GE, ihracat, markalaşma süreçleri açısından beklentileri karşılamaktan hayli uzaktır.”
“GAP’ta taklacı güvercinler besleniyor”
CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı üzerinde söz aldı. GAP’ın Türkiye’de birinci, dünyada 8’inci sırada yer alan bir proje olduğunu anımsatan Tanal, 12. Kalkınma Planı’nda GAP’la ilgili tek bir cümlenin geçmediğini söyledi.
GAP’ın başkentinin Şanlıurfa olduğunu ifade eden Tanal, GAP’ta güvercinlerin beslendiği bir videoyu izlettirdi. “Taklacı güvercinler besleniyor ve aynı zamanda bu taklacı güvercinler balkonda, o taklacı güvercinler uçmasın diye, gitmesin diye bir de file yapmışlar.” ifadesini kullanan Tanal, şunları kaydetti:
“GAP’ın görevi bu mu? Peki, GAP ilk kurulduğunda aşağı yukarı 1800 hektar alan sulanması gerekirken bunun ancak 600 küsuru yapıldı, bu da mevcut projenin yüzde 34’ü. Hani, TÜİK sürekli rakamlarla oynuyor ya, AK Parti iktidarı da rakamlarla oynuyor. Ne yaptı? 1800 hektar sulanacak alanı 1058’e düşürdü. GAP’ın asıl amacı Şanlıurfa ile bölgenin, bölgeler arasında eşitsizliğin giderilmesi değil miydi? Bölgeler arasındaki eşitsizliğin giderilmesiydi. GAP bölgesindeki sosyoekonomik gelişmişlik endekslerine göre, Şırnak 2003 yılında 73. sıradayken 2017’de 81. sıraya düştü, geriledi; GAP’ın ileri götürmesi gerekirken geride kaldı.”
“Bu bütçeyle Konya Ovası çölleşmeye devam edecektir”
CHP Kars Milletvekili İnan Akgün Alp, Kalkınma Bakanlığının kaldırılmasıyla Bakanlığa bağlı bölge kalkınma idareleri ve kalkınma ajanslarının Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına devredildiğini anımsatarak, ajansların bölgelerinde kritik projeleri yeterince izleyemediklerini, bölgesel planlama konusunda yerel yönetimlere stratejik ve teknik destek verme konusunda yetersizlikler yaşadıklarını aktardı.
Kalkınma ajanslarında uzman kaçışının da özellikle son yıllarda ciddi bir şekilde arttığını anlatan Alp, buralarda çalışan mühendislerin ücretlerinde artış beklediklerini dile getirdi.
Alp, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının beklentileri karşılayabilmesi için yeni bir kamu yatırımcılığı modeline, yeni bir stratejik planlamaya, yeni bir ulusal kalkınmacılığa, yeni bir kooperatifçiliğe ihtiyaç duyduğunu söyledi.
CHP Konya Milletvekili Barış Bektaş, su yönetiminin dünyanın en verimli tarımsal coğrafyalarından olan Türkiye’de jeolojik, tarımsal, çevresel, ekonomik ve gıda güvenliği açılarından stratejik öneme sahip milli bir mesele olduğunu belirtti.
Su yönetiminin Devlet Planlama Teşkilatı gibi bütünlüklü bir şekilde değerlendirilmekten çok uzak bölgesel kalkınma idareleriyle savrulduğunu ileri süren Bektaş, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Konyalı çiftçilerin kullandığı 6,5 milyar metreküp su dahi sulanabilen alanların yüzde 30’una tekabül ediyor. Su ihtiyacı çok büyüktür ancak Mavi Tünel’le Konyalılar uyutulmaktadır. Kanal İstanbul değil ‘Kanal Konya’ diye haykırdık. Kanal İstanbul’un onda 1’i kaynakla Orta Anadolu’yu cennete çevirecek milli bir su planını hayata geçirmeyen iktidar, havza bazlı su planları ve küçük bütçelerle yurttaşlarımızı oyalamaktadır. İktidar, su bulmadığı gibi az su tüketen bitkileri ve ürünleri de teşvik etmemekte ve Konya havzasındaki çiftçileri su bazlı ürünleri ekmeye teşvik etmektedir. Bu bütçeyle Konya Ovası çölleşmeye devam edecektir. Kanal İstanbul gibi rant amaçlı ve doğanın dengesini bozacak projeler yerine doğayı kurtaracak ve çölleşmeyi engelleyecek kamu yararı eksenli projelere ağırlık verilmelidir.”
CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez, Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının (DOKAP) 2011 yılında 642 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’yle kurulduğunu, süreli kurulan kurumun görev süresinin 2026’ya kadar uzatıldığını belirtti.
DOKAP’ın amacının bölgenin kalkınmasını sağlamak ve bölgeler arasındaki kalkınma dengesizliğini de ortadan kaldırmak olduğunu ifade eden Suiçmez, “2002 yılında 18 ana projenin hiçbiri gerçekleşmemiş, 162 alt projenin 32’si tamamlanmış, 3’ü de iptal edilmiş. DOKAP bölgesinde ne iller bazında ne ilçeler bazında yapılan bu projelerle hiçbir kalkınma sağlanmış değildir.” dedi.
CHP Zonguldak Milletvekili Eylem Ertuğ Ertuğrul, sanayicilerin sorunlarını aktararak, şunları kaydetti:
“Kredi faizleri çok yüksek, sanayicimiz finansman bulamıyor, tacir, tüccar borçlarını ödeyemiyor. Konuştuğumuz bu bütçelerin KOBİ’lere destek olması gerekli ancak iktidar faiz kur inadı yaparken arada sanayicimiz kaybediyor. Sanayi demek istihdam demektir, sanayi demek büyüme demektir ancak mevcut maliyetler bu durumu tehdit eder hale gelmiştir. Enerji fiyatları sürekli artıyor. OSB’lerde bir yıl içerisinde elektriğe tam 5 kez zam geldi. Bir yıl içerisinde yüzde 400 civarında zam yapıldı elektriğe ve bu zamlar bizim sanayicilerimizi maalesef rekabetçi olmaktan uzaklaştırıyor. Bütçelerin sanayicilerimizin rekabet gücünü artırması gerekiyor. Bu bütçenin KOBİ’lere, sanayicilere destek olması gerekiyor. Yapay zekaya uyumlu, çağı yakalayan bir sanayi hamlesi yapmak zorundayız. Sanayi olmazsa biz büyüyemeyiz ve bu bütçenin de buna göre uygulanması gerekir.”
CHP Denizli Milletvekili Şeref Arpacı, Denizli’nin Acıpayam ilçesindeki maden kazasında hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet, yaralılara şifa diledi.
Türk Standartları Enstitüsünün bütçesi üzerinde söz aldığını ifade eden Arpacı, “Türkiye’de standart varsa o da çifte standarttır. Türkiye’de ak çocuklar ve bir de aç çocuklar var. Ekonomik standartları altüst edilmiş bir ülke var. Seçime kadar nas, seçim geçtikten sonra faiz artışları var. Faiz yükselmeyecek diye değişken faizli kredi kullandırılıp şu an faiz yükü altında ezilen, aldatılan insanlarımız var. Bir gecede kur korumalı mevduat diye ortaya atılan bir sistem ve onun üzerinden gerçekleşen servet transferleri var. Şu an dolar 12, mazot 15 TL olabilirdi, ihracat rekorları kırıyor olabilirdik ama tek adam rejiminin standartları ülkeyi ne hale getirdi?” diye sordu.
CHP Ankara Milletvekili Umut Akdoğan ise Türkiye’de araştırma ve geliştirme faaliyetlerine destek ayrılmadığını belirterek, şu görüşleri dile getirdi:
“Bizim ülkemizde üretilen yüksek katma değerli ürün satılamıyor, daha doğrusu böyle bir üretim yapılamıyor. Yüksek katma değerli ürünlerin ihracatımızdaki payı sadece yüzde 3; Fransa’da bu pay yüzde 21 ama siz en ufak bir para bulduğunuzda bunu araştırmaya, geliştirmeye harcamak yerine beton mikserlerinin peşinden koşarak nerede bir kanal açsak, nerede bir beton döksek, nerede yeşili katletsek diye bu işlerle uğraşıyorsunuz. Her yerden keseceğiz, TÜBİTAK gibi kurumlara vereceğiz, her yerden keseceğiz, Uzay Ajansı gibi kurumlara vereceğiz. Amerika Birleşik Devletleri’nin NASA bütçesi 23,5 milyar dolar.”